İsrail’in, 13 Haziran Cuma günü İran'a saldırısıyla başlayan ardından ABD’nin İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’daki üç ana nükleer tesisine yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, bölgeyi savaşın eşiğine getirirken uluslararası hukuk açısından da büyük tepki topladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın içinde yer aldığı bu saldırılar, 1949 Cenevre Sözleşmeleri’ne Ek Protokol I’in 56. maddesine açıkça aykırı olarak değerlendiriliyor.

Söz konusu madde, nükleer santrallerin siviller üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle bu tür yapılara yönelik askeri müdahaleleri kesin bir dille yasaklıyor. Ancak bu uluslararası hukuki normlar ne İsrail’in ne de ABD’nin operasyonlarını engellemeye yetti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Amasya Üniversitesi Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (AÜSSAM) Öğretim Üyesi Dr. Yusuf Bahadır Keskin, Azerbaycan A Newz, A Haber, NTV, TVNET, Habertürk, Sözcü TV, EKOLTV, Ülke TV ve TRT Ankara Radyosu’na yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:

“Ek Protokol I’in 56. maddesi, nükleer santralleri ‘yüksek tehlike barındıran yapılar’ olarak tanımlar ve bunlara yapılacak saldırıların sivillere büyük zarar vereceği gerekçesiyle yasaklandığını açıkça belirtir. İsrail ve ABD’nin bu saldırıları, sadece İran’a değil, bölgede yaşayan diğer halklar açısından da büyük bir tehdittir.”