Amasya Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi tarafından düzenlenen Bilim Kafe Söyleşisi, akademi ile toplum arasında bilimi sade ve anlaşılır bir dille buluşturma hedefiyle Çınar Kafe’de gerçekleştirildi. Etkinlikte Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Arif Bilgin tarafından “Osmanlı İstanbul’unun İaşesi” konusu ele alındı.

Söyleşiye, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Mürteza Bedir, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Kurt ve Prof. Dr. Resul Çekin, YÖK Basın Müşaviri Çiğdem Savaşçıoğlu ile çok sayıda dinleyici katıldı.

Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turabi, açılış konuşmasında YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın bilimi toplumla buluşturma vizyonu doğrultusunda Amasya Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi’nin nisan ayında kurulduğunu belirtti. Ofis aracılığıyla akademik bilginin açık ve anlaşılır biçimde topluma aktarılmasının hedeflendiğini vurgulayan Turabi, bu kapsamda bilime ilgiyi artırmaya yönelik etkinlikler düzenlendiğini ifade etti.

Rektör Turabi, programa konuşmacı olarak katılan YÖK Üyesi Prof. Dr. Arif Bilgin’e teşekkür ederek, yoğun programına rağmen daveti kabul etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Osmanlı İstanbul’unda İaşe Sistemi

Bilim Kafe söyleyişinde konuşan Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Arif Bilgin, modern öncesi dönemde tarım tekniklerinin sınırlı olduğunu ve Osmanlı İmparatorluğu’nda tarımsal verimliliğin günümüzle kıyaslandığında oldukça düşük seviyelerde seyrettiğini ifade etti. İstanbul gibi nüfusu yüksek bir şehrin gıda ihtiyacının karşılanmasının son derece zor ve titizlikle planlanması gereken bir süreç olduğuna dikkat çeken Bilgin, iaşe sisteminin “bıçak sırtı” bir dengede yürütüldüğünü belirtti.

İstanbul’un temel gıda maddelerinin büyük ölçüde Mısır, Balkanlar, Anadolu, Ege Adaları, Suriye ve Kuzey Afrika gibi bölgelerden tedarik edildiğini aktaran Bilgin, özellikle tahıl ihtiyacının önemli bir kısmının Mısır’dan karşılandığını, et ihtiyacında ise Balkanlar’ın öne çıktığını söyledi. Amasya’nın ise özellikle elma üretimiyle saray mutfağı için önemli bir tedarik merkezi olduğuna vurgu yaptı.

Bostanlar, Deniz Yolu ve Balıkçılık

Bilgin, modern öncesi İstanbul’da şehir içi ve çevresinde çok sayıda bağ, bahçe ve bostanın bulunduğunu, bu alanların dayanıksız gıda maddelerinin üretiminde önemli rol oynadığını ifade etti. Evliya Çelebi’nin aktardığı bostan sayılarının, İstanbul’un tarımsal üretim kapasitesini ortaya koyduğunu belirtti.

İstanbul’un coğrafi konumunun iaşe sistemine büyük avantaj sağladığını dile getiren Bilgin, deniz yolunun düşük maliyetli lojistik imkânı sunduğunu ve Boğaz’ın hem ticaret hem de balıkçılık açısından kentin beslenmesinde kritik bir rol oynadığını ifade etti. Boğaz’daki dalyanlar ve Galata’daki büyük balıkhanelerin İstanbul halkının beslenmesinde önemli yer tuttuğunu belirtti.

Program, katılımcıların soruları ve değerlendirmeleri ve hediye takdiminin ardından sona erdi.